Türkiye’nin yüzen adalarıyla ilgili araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. İhsan Bulut, Eber Gölü’nün kuruması durumunda manda kaymağı üretiminin tehlikeye gireceğini belirtti. Bulut, sulak alanların insanlar ve hayvanlar için önemli olduğunu vurgulayarak, Eber Gölü’nün yüzen adalarının da bölgenin sembolü olabileceğini söyledi.
Ünlü profesörden manda kaymağı ile ilgili ilginç iddia
Tescilli manda kaymağı üretimi Eber Gölü kurursa tehlikeye girecek
Prof. Dr. İhsan Bulut: “Eber kurursa Afyon’un meşhur kaymağının elde edildiği manda yetişemeyecek”
Türkiye’nin yüzen adalarıyla ilgili yaptığı araştırmalar ile tanınan Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Bulut, kuruma tehlikesinin baş gösterdiği Eber Gölü ile ilgili ilginç bir noktaya dikkat çekti. Bulut, “Eber kurursa Afyon’un meşhur kaymağının elde edildiği manda yetişemeyecek. Manda kaymağı, yoğurdu gibi ürünler ortadan kalkacak. Sulak alan ekosisteminin kendine has bir yapısı vardır” dedi.
Araştırmaları ve yayınlarıyla tanıtmasıyla bilinen Bulut ve ekibi çeşitli araştırmalar yapmak üzere Türkiye’nin en önemli göllerinden birisi olan ve Afyonkarahisar sınırları içerisinde bulunan Eber Gölü’ne geldi. Akdeniz Üniversitesi’nden gelen ekibe bölgedeki Alan Kılavuzu Kadir Ateş eşlik etti. Ekip, Ateş ile birlikte gölde bir süre tekne ile tur attıktan sonra, araştırmalarına göl kenarlarında devam etti. Araştırmaları sonrası İhlas Haber Ajansı muhabirine özel açıklamalarda bulunan Prof. Bulut, sulak alanların insanlar için çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bu alanların hayvancılık ekonomisi açısından da çok önemli olduğunu vurgulayan Bulut, “Eber Gölü kurursa ne olacak? Uçan kuşları göremeyeceğiz. Yani gelecek nesiller bizim gördüğümüz kuşları göremeyecek. Belki bu sulak alanda yaşayan bir canlıyı tanıyamayacak. Eber kurursa Afyon’un meşhur kaymağının elde edildiği manda yetişemeyecek. Manda kaymağı, yoğurdu gibi ürünler ortadan kalkacak. Sulak alan ekosisteminin kendine has bir yapısı vardır. Hem karada hem suda yaşayan canlıların hem de bunların orta alanda buluştukları bölgeler vardır. Yani sulak alan sadece gölün yüzeyiyle ilgili değildir. Göl şiştiği zaman alanını genişletecek, çekildiği zaman daraltacaktır. Bu süreçte insanlar bundan önemli kazanımlar elde edebilir” dedi.
“Eber Gölü’nü besleyen su kaynakları yetersiz”
Kuraklıkla mücadelenin önemini anlatan Bulut, “Kuraklıkla mücadele edeceksek önce suyun kıymetini bilmemiz lazım. Bu göller bizim ülkemizin birer filtresidir. Şu kirli su, bu bataklık olan sulak alanlardan sazların köklerinden süzülerek geçerek doğal bir filitrasyona tabi oluyor. ve bu alandan çıktıktan sonra kullanılabilir hale geliyor. Bunun değerini bilmemiz gerekiyor. Eber Gölü’nü besleyen su kaynakları yetersiz. Bunu da kötü kullanıyoruz. Kirliliği de eklediğimiz de Eber Gölü can çekişiyor haberleri karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
“Yüzen adalar Eber Gölü’nün sembolü olabilir”
Öte yandan Bulut, hiç araştırılmayan konu yüzen adaları araştırmak maksadıyla bölgeye geldiğini ifade ederek, gölde bulunan yüzen adaların Eber Gölü’nde bir sembol olabileceğine dikkat çekti. Eber Gölü’ndeki yüzen adalarında araştırmaya ve tanıtmaya değer olduğunu ifade eden Bulut, çeşitli ekolojik özellikleriyle tanınan Eber Gölü’nün yüzen adalarıyla da dikkat çekebileceğini kaydetti. Bulut, bundan sonraki çalışmalarını batı Anadolu’daki yüzen adaları olan göllerde devam edeceğini söyledi.